Rosa Parks ABD’nin Alabama Eyaletinde doğmuş bir siyahidir. Günümüzde bile hala yer yer kendini gösteren ırkçılığın insanları boğduğu bir zamanda doğmuştur. 19 yaşında geldiğinde ise evlenmiştir. Montgomery’e yerleşmiştir. Evlendiği kişinin ismi Raymnond Parks İdi. Raymond da tıpkı eşi gibi kamusal alanları bile ayıran Jim Crow yasalarına öfkeliydi. Mesleği ise berberlikti.
Rosa’nın eşi Raymond eşini doğuştan gelen aktivizmin özeliklerini ortaya çıkarmaması için çok uğraşmıştır. Fakat git gide artan baskılar sonucu aktivizm özellikleri kendiliğinden ortaya çıktı. 1943 yılında SİGUB üyesi olarak olaylara destek vermeye başlamıştır. O zaman için Montgomery’de bu ekibe katılan iki kadından biridir.
Bu sivil toplum kuruluşuna üye olduktan sonra gündüzleri ailesinin geçimine yardımcı olmak için terzilik yaptı. Geceleri ise Sivil toplum kuruluşu adına yerel politika anlaşmazlığından cinayet davalarına kadar birçok olayı araştırdı ve belgeledi.
SİGUB sivil toplum kuruluşunun Montgomery Şube Sekreteri iken git gide daha da artan siyahilere yönelik baskıyla savaşarak halkı hazırladı. 1955 Yılında Rosa Parks Olayı veya Montgomery Otobüs olayı olarak bilinen olaya kadar zaten baskılara karşı direnmekteydi. 1944 yılında bile 6 beyaz erkek tarfından tecavüze uğramış bir kadın için didinmekteydi. Yani olay bir anlık bir olay değildi.
Bu Yazıda Neler Var
Rosa Parks Otobüs Olayı Nedir?
Öncelikle bu olayı anlamak için o zamanın şartlarının nasıl olduğuna yakında bakmak gereklidir. 1950’li yıllarda Amerika’da siyahi vatandaşlar ikinci sınıf muamelesi görmekteydi. Bu muamele gerçekten can acıtıcı haldeydi. Örnek vermek gerekirse örneğin toplumda herkesi ortak kullandığı otobüslerde bu durum en anlaşılacak seviyedeydi. Siyahi vatandaşlar otobüse binmek istediklerinde ücreti ön kapıdan verdikten sonra tekrar inip arka kapıdan binmekteydi. Çünkü otobüsün ön tarafı beyazlara aitti.
Hatta otobüsler belli bir koltuğa kadar beyazlara ayrılmış yer bulunmaktaydı. Belli bir sıradan sonra orta bir bölüm vardı. Bu bölüme siyahlar oturabilirdi. Fakat beyazların kısmı dolduğunda ve bir beyaz otobüse bindiğinde siyahlar hemen kalkıp arka tarafa geçmeliydi. Sadece bir koltuk değil bir sıra tamamen boşaltılmalıydı. Hatta öyleydi ki beyazlar otobüse bindikçe siyahlar arkaya doğru gitmekteydi. Otobüste yer kalmama durumunda siyahlar otobüsten inip arkadan gelen otobüse binmeleri gerekirdi.
[irp posts=”13368″ name=”Oyuncak Bebekler Hakkındaki Hiç Duymadığınız Gerçekler”]
Otobüste olduğu gibi hayatın birçok sosyal alanında siyahiler bu gibi muameleler tabi olmaktaydı. İşte böyle bir ortamda Rosa Parks büyük bir başkaldırış meydana getirdi. Aslında bu olay 12 sene boyunca siyahilerin yaşadığı bu zorluklara karşı savaşan aktivist, otobüs olayı sayesinde taban hareketini başlatmış oldu.
Rosa Parks otobüs olayı şöyle gerçekleşti. O gün işten dönen Rosa otobüste orta bölümde oturmuştu. Ön tarafta yani beyazların oturduğu yerde boş koltuk kalmamıştı. Doğal olarak beyaz bir yolcu geldiğinde ona yer vermesi gerekiyordu. Fakat o bunu reddetti. Böylece 12 yıl boyunca göstermiş olduğu mücadeleyi böyle tabanı hareketlendiren bir olayla taçlandırmış oldu.
Otobüs Olayı Sonrası
Rosa Parks yaptığı bu eylem sonucu tabi ki bedel ödeyecekti. Tam 381 gün tek kişilik hücrede hapis yattı. Fakat bu yerel bir eylem bu sayede Ulusal bir harekete dönüştü. 1956 yılında toplu taşımada istediği hakkı elde ettiler. Fakat Rosa durmadan ölüm tehditleri alıyordu. Buna rağmen yılmadı. Detroit’e taşındı. Ölümüne kadar birkaç kitap yazdı. Eşinin anısına bir öğrenci enstitüsü kurdu. 40 yıl boyunca mücadeleye devam etti.
Rosa Parks Film Konusu oldu
Yaşamı büyük mücadelelerle geçen Rosa film konusu bile oldu. 2002 yılında çekilen film büyük beğeni topladı. IMDB puanı 7.4 olan biyografi tarzı film mücadelede bulunan herkesin izlemesi gereken bir filmdir. Aşağıda filmi fragmanını izleyebilirsiniz.
